×
Open Menu
turkish english Arabic Spain French

Tükürük Bezi Hastalıkları

Büyük (majör) ve küçük (minör) olmak üzere iki grup tükürük bezi bulunmaktadır. Büyük tükürük bezleri her iki tarafta kulak ön alt kısmında yer alan parotis tükürük bezleri, iki tarafta çene altı tükürük bezleri ve dilaltı tükürük bezleridir. Küçük tükürük bezleride ağız içinde, dudak içleri, damakta, yanakta,boğazın arkası, dilin arkasında, yutakta ve sinüslerde çok miktarda bulunur. 
 
Tükürük bezlerinin görevi tükürük salgısını üretmektir. Tükürüğün çok önemli görevleri vardır. Bunlardan bazıları, sindirime katkıda bulunmak, mikroplara karşı savunma sistemi olarak, ağzı sürekli nemli tutmaktır.
 
En yaygın olarak görülen tükürük bezi problemleri aşağıda sıralanmıştır:
 
• Tükürük bezi taşı (Sialolithiasis)
• Tükürük bezi iltihapları
• Viral enfeksiyonlar
• Tükürük bezi büyümesi
• Ağız Kuruluğu (Xerostomia)
• Sjögren sendromu
• Tükürük bezi kistleri
• Kanserli olmayan tümörler
• Kanserli tümörler
 
Tükürük Bezi Taşı
Tükürük bezlerinin içinde, kalsiyumdan zengin, sert taşlar oluşur. Bu taşların oluşma nedenleri şu şekilde özetlenebilir;
 
• Susuz kalma (Dehidratasyon), (Tükürüğün kalınlaşmasına ve akışkanlığının azalmasına neden olur,
• Yetersiz beslenme, Tükürük oluşumunu azaltır,
• Bazı İlaçlar (örneğin antihistaminikler, tansiyon ilaçları ve psikiyatrik ilaçlar gibi), Tükürük üretimini azaltırlar,
 
Tükürük taşları bazen hiç belirti vermeden uzun süre bezin içinde kalabilirken, bazen de kanala düşer ve ya kanalda oluşarak kanalın tam ya da kısmi olarak kapanmasını sağlar. Bu kapanma neticesinde tükürük boşalamayacağı için bez şişer ve ağrı oluşur. Bazı taşlar, bezin içinde hiç belirti vermeden oluşur. Diğer durumlarda ise taş, salgı kanalının. Salgı akışı, azalacağı için tükürük bezinde enfeksiyonda gelişebilir.
 
Tükürük Bezi Taşı Tedavisi
Taş, bazen kanalın ucunda bulunur ve doktorunuz tarafından kanala bastırılarak çıkarılabilir. Ancak daha derinde bulunan taşların varlığında cerrahi tedai tercih edilmelidir.
 
Viral İltihaplar
Kabakulak parotis bezini etkileyen ve en sık görülen viral tükürük bezi hastalığıdır. Çoğunlukla 4-6 yaş çocuklarda izlenir. Hava yolu ve yakın temasla bulaşan virüs temas sonrası 14-21 gün sonra hastalık belirtileri göstermeye başlar.  Hastalık her iki taraf tükürük bezinde görülür. Kulak önünden boyuna yayılan şişlik, ağrı, hassasiyet ve ateş görülür. 
 
Tanı ayrıntılı bir hikaye alınması ile başlar. Yapılan testlerde kanda  kabakulak virüsüne karşı üretilen antikorların izlenmesi ile tanı konulur. 
Tedavide destek tedavisi uygulanır. Bulaşı engellemek için izolasyon sağlanır. Bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesici ateş düşürücü ilaçlar genelde yeterlidir. 
Nadiren virüsün beyin, iç kulak, böbrek ve testisleri etkilemesi ile ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Uygulanan kabakulak aşısı ile bu komplikasyonlar azalmıştır.
 
Bakteriyel İltihaplar (Sialadenit)
Tükürük bezi enfeksiyonu, kulak önü ve altında gelişen ağrı, hassasiyet, şişlik ve kızarıklık ile ortaya çıkar. genellikle bakterilerin neden olduğu, acı veren bir enfeksiyondur. Yetersiz sıvı alan, tükrük bezi taşı olan, ileri yaşta, bağışıklığı zayıf olan ve ameliyat sonrası yatarak tedavi gören kişilerde daha sık görülür. 
 
Gecikmiş ve ya yetersiz tedavide apse oluşumu ya da iltihabın yayılımına bağlı olarak özellikle ileri yaşta hastalarda hayati tehlike içeren bir tabloya neden olabilir.
 
Tedavide antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır.
 
Kronik Tükürük Bezi İltihapları
Genellikle ileri yaşta hastalarda, sıvı alımı yetersiz olanlarda, azalmış tükürük salgısı ve koyu kıvamlı salgının tükürük kanalları içinde birikmesiyle oluşan ilerleyici bir iltihap şeklidir. Tükürük salgısının azalması ağız içinde bulunan bakterilerin kanal içinden tükürük bezine geçmesine neden olur. Bu bakterilerin oluşturduğu tekrarlayan enfeksiyonlar, kanal içinde oluşan taşlar bağışıklık sistemi zayıflıkları, radyoterapi tedavileri, ağız hijyen bozuklukları, sigara kullanımı bu hastalığa zemin hazırlar.
 
Hastalığın en önemli belirtileri yemek yeme esnasında artan ağrılı şişliklerdir. Kızarıklık, ateş çok görülmez.
 
Tedavide, bol sıvı alınması, şişlik durumlarında masaj ile tükürük salgısının boşaltılması, gerektiğinde antibiyotik tedavisi uygulanması gerekmektedir. 
Tedaviye cevap alınamaması durumlarında cerrahi olarak tükürük bezinin çıkarılması gerekmektedir.
 
Ağız Kuruluğu (Xerostomia)
Yetersiz tükürük salgısına bağlı olarak gelişen ağız kuruluğu, tat alma duyusunda azalma, ağrı, yutma güçlüğü, diş çürümelerine de neden olabilmektedir. Daha çok Parotis bezi hastalıklarında görülen bu problem şeker hastalığı, bazı ilaçların kullanımı, stres, ışın tedavisi ve kronik iltihaplara bağlı oluşabilmektedir. 
Tedavide nedene yönelik tedbirlerin alınması, sıvı alımının artırılması, tükürük salgısı artırıcı ilaçlar ve yapay tükürük kullanılmaktadır.
 
Kistler
Tükrük bezi kistleri yaygın görülen durumlardır. Genelde enfeksiyon, travmatik yaralanmalar, tükürük bezi taşları ve tümörler neticesinde oluşurlar. Kistler, ağrısız şişliğe neden olur. Şişlik, bazen yemek yemeyi engelleyecek kadar ya da kozmetik olarak problem oluşturacak kadar büyük olabilir.
Tedavide uygun vakalarda iğne ile kistin boşaltılması yapılır. Tekrarlayan durumlarda ya da yeterince küçülmeyen, ilerleyici durumlarda cerrahi olarak kist çıkarılır.
 
Sjögren Sendromu
Sjögren Sendromu, otoimmün bir hastalık olup vücudun bağışıklık sisteminin tükürük ve gözyaşı bezlerine saldırması ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Tükürük bezlerini etkilemesi ile tükürük salgısında azalma ve buna bağlı problemler. Ağız kuruluğu ve göz kuruluğu semptomları görülür. Tükürük bezleri şişer Çoğunlukla orta yaş kadınlarda görülür.
 
Tedavide ağız kuruluğunu gidermek için tükürük salgısı artırıcı ilaçlar, yapay tükürük kullanımı, sigara kullanımından uzak durmak, sakız çiğnemek, ağız hijyenine dikkat etmek gibi tedbirler alınabilir.
 
Tükürük Bezi İyi Huylu Tümörleri
Tükürük bezi tümörlerin % 70-80 i parotis bezinde görülür. Bu parotis bezi tümörlerinin %80 i iyi huylu tümörlerdir. 
Tükürük bezi tümörleri çoğunlukla 50-70 yaşlarında görülür. Yavaş büyüyen kitleler olarak ortaya çıkar.
 
Tanıda hikaye, muayene, radyolojik tetkikler ve ince iğne biyopsisi önemli yer tutmaktadır. İğne biyopsisi ile tümörün iyi ya da kötü huylu olduğu saptanır. Bu sonuca göre tedavi planlanır. 
 
En sık görülen iyi huylu tümörler mikst tümör (pleomorfik adenom) adı verilen tümördür. 
Tedavide bütün iyi huylu tümörlerde cerrahi tedavi uygulanmaktadır. 
 
Kötü Huylu Tümörler (Kanserli Tümörler)
Tükürük bezi kanserleri tüm baş boyun bölgesi kanserlerinin %3-5 ‘ini oluşturur. En önemli risk faktörleri arasında Sjögren sendromu, radyasyona maruz kalma, viral enfeksiyonlar, sigara, çevresel ve genetik faktörler sayılabilir. 
 
Belirtileri
Yavaş büyüyen ve nadiren ağrılı olan şişlikler en yaygın belirtisidir.beraberinde boyun lenf bezlerinde de büyüme olabilir. 
 
Tanı
Fizik muayene, radyolojik tetkikler ve ince iğne biyopsisi ile tanı konmaktadır.
 
Tedavi
Erken evrede bulunan tümörler genellikle tek başına cerrahi ile tedavi edilebilir. Ancak, ileri evre tümörlerde cerrahi sonrası radyasyon tedavisi gerekir. Cerrahi olarak müdahale edilemeyen tümörlerde radyoterapi veya kemoterapi uygulanır.

ONLINE MUAYENE

Sağlığınızı İhmal Etmeyin, Op. Dr. Hasan Hüseyin Arslan ve ekibi Online olarak Bir Telefon Kadar Yakınınızdayız.

Deneyimli ve Uzman Hekimleriyle Görüntülü Online Görüşün…

İLETİŞİME GEÇİN

Gönder

KLİNİĞİMİZ

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad. No: 22 Kat.1 Nişantaşı - Şişli / İstanbul