Rinoplasti (Burun Estetiği)

Estetik, sanatsal bakışın, sanatta ve yaşamda güzellik denen kavramı inceleyen, yani güzeli araştıran bilim dalıdır. Bu terim ilk ortaya çıkışı 18. Yy.da Baumgarter tarafından felsefenin yeni bir dalı olarak ortaya atılmıştır. Estetik sözcüğü eski Yunanca’da ‘aisthesis’ (duygusal algılama) sözcüğünden gelmektedir. Anlamı; duymak, algılamak demektir. Bu felsefenin amacı, ‘hangi ögeler bir araya geliyorda bir şey bana güzel geliyor? Bir şey bana nasıl güzel geliyor?’ sorularına cevap bulmaktır. 
 

Güzellik arayışı insanlık tarihi ile eşzamanlı bir kavramdır. Irk, din, dil, cinsiyet ayrımı olmaksınız bütün toplumlarda evrensel bir arayış olmuştur.Bu konuda Böke, “Tarih öncesinden bugüne güzelliğin sosyal statüye ve döneme nasıl yansıdığını görüyoruz. Derin bir değişim geçirmekte olan dünyada gelecekte de görünüşe önem verilecek sosyal ve estetik seçimler yapılacaktır. Çünkü bu seçimler olmadan medeniyetler olamaz” diyor. 
 

Günümüzde insanlar özgürlük, yapıcılık ve kendine güven kazanabilme adına birçok estetik tercihinde bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarda dünya da bu konuda en çok tercih edilen estetik operasyonların başında estetik burun ameliyatları (Rinoplasti) gelmektedir.  
 

Yüzün tam ortasında bulunan burun yüz hatlarını ve yüz görünümündeki uyumu belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Yüzün mizacı ve karekteristiğini belirlemede burun şekli çok önemlidir. Zaman içinde burun şekil değiştirebilir, büyür, sarkar, eğilir ve cilt kalınlaşır. Yüz travmaları sonucu çökme, kırılma ve kayma neticesinde şekil bozuklukları ve burun tıkanıklıkları gelişebilir. Burunda görülen her türlü şekil bozukluklarını düzelten, buruna daha güzel ve estetik bir görünüm kazandırmak amacı ile yapılan ameliyatlara burun estetiği (Rinoplasti) ameliyatı denir. 

 

 

Vücuda yapılan her türlü ilaç uygulaması ve müdahalenin az ya da çok yan etkisi vardır. Rinoplasti ameliyatlarından sonra da düşük oranda da olsa risk vardır. Hastalarıma hep şu örneği veririm;  Bana gelirken yolda bir kaza geçirme riskiniz nasıl varsa rinoplastiden sonra da az da olsa bir risk vardır. En sık karşılaşılan sorunlar kanama, enfeksiyon ve istenilen sonucun elde edilememesi. Olası riskler konusunda ameliyat öncesi hastalarımı mutlaka detaylı bir biçimde bilgilendiriyorum, enfeksiyon açısından ameliyat sonrası ağızdan ve topikal olarak antibiyotik tedavisi başlıyorum. Kanama için ise ameliyat esnasında mümkün mertebe dokuları koruyarak ve kanama kontrolüne dikkat ederek çalışıyorum. Hastalarıma ameliyat öncesi ve sonrası almaması gereken ilaçlar ve gıdalar konusunda bilgi veriyorum. 
 

Ameliyat öncesi hazırlık aşaması başarılı bir ameliyat süreci için çok önemlidir. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken önemli konular vardır. 
 

Ameliyattan bir hafta önce kullanıyorsak aspirin, ibuprufen veya E-vitamini içeren ilaçların bırakılması gerekir. Sigara, puro gibi nikotin içeren tüm tütünler ve alkolden uzak durmanız gerekir. Nikotin kan dolaşımını olumsuz etkileyerek doku iyileşmesini bozar. Ayrıca genel anestezi içinde risk oluşturur. Hamilelik şüphesi varsa ameliyat ertelenir.
 

Ameliyattan bir gün önce gece yarısından itibaren su dahil hiç bir şey yiyip içmeyiniz. Eğer ameliyatınız öğleden sonra olacaksa sabah 6 da hafif bir kahvaltı yapabilirsiniz. Sonrasında yeme içmeyi bırakmalısınız. En az 6 saatlik açlık ve susuzluk olması gerekir. Dolu mide ile ameliyata girmek çok tehlikeli olduğu için ameliyatınız ertelenir. Hastaneye gelirken rahat kıyafetler giyilmesi, makyaj yapılmaması oje sürülmemesini, takı takılmamasını tavsiye ediyorum.Ameliyat öncesi bir takım kan testleri yapılır. Bu testlerin sonuçları ile birlikte anestezi doktoru sizi muayene eder. Bu kontroller sonucunda anestezi doktoru ameliyat olmanızda sakınca görmezse ameliyata alınırsınız. 
 

Rinoplasti genel anestezi ile yapıldığı için siz anestezinin etkisinde olacağınızdan operasyon esnasında hiç ağrı hissetmezsiniz. Ameliyattan sonra her hastama ağrı kesici öneriyorum. Hastalarımın bir kısmı ilk bir iki gün ilacını alsa da çoğunluğu ağrı kesicilerini kullanmadığını ifade etmektedir. Çünkü rutin ağrı kesici kullanmayı gerektirecek kadar ağrı şikayeti olmamaktadır. Hastalarıma geriye dönük sorduğumda ağrıyla ilgili bir şikayet belirtmemektedirler.
 

Her iki tekniği de yoğun olarak kullanan bir cerrah olarak her ikisinin de kendine göre avantaj ve dezavantajlarının olduğunu söyleyebilirim. Açık teknik yaklaşımda burun ortasındaki cilde orta kısmından bir kesi yapılarak ameliyata başlanır. Burun cildi buradan itibaren kaldırılarak tüm burun yapıları ortaya konur. Elbette bu yöntemle görüş açısı çok iyi ve işlemler daha kolay yapılmaktadır. Ancak Bu teknikte iyileşme daha uzun sürer, burun ucunda ödem daha belirgindir, bazı hastalar burun ucunda hafif bir his kaybı olduğunu ifade eder ve burun orta duvarında belli belirsiz bir kesi izi olması bu tekniğin olumsuz yönleridir. 
 

Kapalı teknikte tüm kesiler burun içlerinden yapılmakta olup bu kesilerden girilerek işlemler yapılmaktadır. Hareket kabiliyeti ve görüş açısı biraz daha azdır. Bu tekniğin en büyük avantajı ise iyileşme süresinin hızlılığı ve burun ucunda daha az ödemin olmasıdır. Burun ucunda kesi izi ve his kaybı olmaz
 

Ameliyatı planlama aşamasında hastam ile birlikte onun beklentilerini de göz önüne alarak photoshop çalışması yapıyorum. Bu genel inancın aksine ameliyat sonrası nasıl görüneceğini göstermekten ziyade hastanın beklentilerini anlama açısından ve doktorun planlama yapabilmesi açısından önemlidir.
 

Hastalarımın bir kısmı ameliyat öncesi örnek resim göstererek o burunları istediklerini söylerler. Her insanın yüz ve burun yapısı çok farklıdır. Sadece burun olarak değil burunun tüm yüz ile uyumluluğuna bakmak gerekir. Bir başkasında güzel olan bir burun farklı kişilerde hoş görünmeyebilir. Ayrıca rinoplasti kişiye özel yapılan bir ameliyat olup standart bir ameliyat değildir. Hastalarımın gösterdikleri resimleri baz alarak nasıl bir burun istediklerini anlamaya çalışırım. Eğer istekleri makul ölçülerde değilse ameliyat sonrası mutlu olamayabileceklerini bu nedenle ameliyat olmamalarının daha doğru olacağını anlatmaya çalışırım.
 

Burun şeklinizi beğenmiyorsanız bu iki işlemin birlikte yapılması mümkündür ve doğrusu da budur. Çünkü nefes almanıza engel olan kıkırdak eğriliklerinde düzeltme esnasında çoğunlukla bu kıkırdaklar çıkarılır. Ancak burun estetiği ameliyatlarında burnun yeniden şekillendirilmesi esnasında bu çıkarılan kıkırdaklar kullanılır ve çok önemlidir. Yani burun tıkanıklığınıza neden olan kıkırdaklar burun estetiğiniz için çok önemli bir yapı malzemesidir. Estetik ve fonksiyonel ameliyatın birlikte yapılması bu nedenle çok önemlidir.  Farklı zamanlarda bu işlemlerin yapılması durumunda burun şeklini düzeltmek için burun içinde yeterince kıkırdak olmaması durumunda kulak ya da kaburgadan kıkırdak almak gerekebilir. 
 

Rinoplasti ameliyatı başka estetik ameliyatları ile ya da fonksiyonel ameliyatlar ile birleştirilebilir. Örneğin hastanın sinüzit, horlama uyku, apnesi gibi problemleri rinoplasti ile birlikte yapılacak ameliyatlar ile rahatlıkla düzeltilebilir. Ayrıca diğer yüz estetiği ameliyatları ya da vucüt estetiği ameliyatları ile de rahatlıkla birlikte yapılabilir. 

 

Evet yapılabilir. Genel anestezi ile yapılan rinoplasti ameliyatları hem hasta hemde doktor açısından elbette daha konforlu olur. Ancak genel anestezi almak istemeyen ya da genel anestezi almakla ilgili sakıncalı durumları olan hastalarımda burun ve çevresini uyuşturarak ameliyatı gerçekleştiriyorum. Özellikle burun sırtının törpülenmesi, burun ucunun kaldırılması, burun deliklerinin küçültülmesi gibi işlemler kolaylıkla lokal anestezi ile yapılabilmektedir.
 

Burun estetiği için kişinin kemik büyümesinin tamamlanmış olması beklenir. Genelde bu sınır kadınlarda 16, erkeklerde 17dir. Tabiiki burada önemli olan yaş değil hastanın büyüme durumu. Hastalarıma büyümenin devam edip etmediğini mutlaka soruyorum. Örneğin son altı ayda boyda yada kollarda büyüme devam etti mi? Bunu sorguluyorum. Eğer büyüme devam ediyorsa ameliyat için beklemelerini tavsiye ediyorum. Çünkü büyümenin devam ettiği erken yaşlarda yapılan rinoplasti ameliyatlarında sonuçlar olumsuz etkilenebilir. Eğer hastanın günlük hayatını, sağlığını etkileyecek düzeyde burun tıkanıklığı varsa ve problemin giderilmesi septorinoplasti ameliyatı ile mümkünse bu durumda daha erken yaşlarda da yapılabilir. Bu ameliyat için üst yaş sınırı yoktur.
 

Genel olarak rinoplasti ameliyatının bir mevsimi yoktur. Her mevsim yapılabilir. Aşırı sıcakların özellikle kanama açısından olumsuz etkisi nedeni ile yaz aylarında özellikle dikkat edilmesi gerekir.
 

Sosyal Güvenlik Kurumu ve özel sağlık sigortaları estetik ameliyatla ilgili ödemelerin hiçbirini karşılamamaktadır. Burun tıkanıklığı, nefes alma problemleri ile ilgili işlemlere ödeme yaparlar. Her sağlık sigortası şirketinin kendine göre ödeme politikaları olup farklılık göstermektedir. Bu nedenle ameliyat planı yapmadan önce sigorta şirketinizle görüşüp ona göre planlama yapmanız iyi olur.
 

Sigara ve diğer nikotin içeren ürünler doku kanlanmasını bozduğu için iyileşmeyi olumsuz etkilerler, enfeksiyona zemin hazırlarlar. Bu nedenle hastalarıma ameliyat sonrası en az 15 gün içmemelerini söylüyorum. Özellikle ilk hafta baş biraz yüksekte olacak şekilde yatmak ödem ve şişlik açısından çok önemli. İlk 24 saatte buz uygulaması şişlik ve morluğu önlemek için yapılması gereken diğer bir uygulamadır.
 

Ameliyat sonrası bir ay güneş gözlüğü gibi kalın ve ağır gözlüklerin kullanılmaması gerekir. Daha hafif ve burun kemiklerine temas etmeyen gözlükler kullanılabilir.
 

Burun bakımı diğer önemli bir konu. Günde en az iki defa oksijenli su ile ıslatılmış pamuklarla burun ucu, dikişlerin üzeri temizlenmeli. Aynı şekilde burun içindeki kan pıhtıları da bu şekilde temizlenmeli. Temizlik yapıldıktan sonra bu bölgelere antibiyotikli kremler sürülmelidir. Burun ucu temiz olursa tampon çıkarılırken de ağrı olmaz. Tamponlar çıkarıldıktan sonra da günde en az iki kez 10 gün kadar burun ucu bu şekilde temizlenme ve krem sürülmesine devam edilmelidir. 
 

Ameliyat sonrası ilk hafta daha yumuşak ve sulu gıdalar önermekteyim. Ayrıca yağlı ve tuzlu gıdalardan da uzak durulmalıdır. Çünkü bu gıdalar su tutulumunu arturarak ödem ve şişliğe neden olmaktadır. Kanamayı artırıcı gıdaların (ıspanak, domates, salatalık, bikri çayları, mantar gibi) ve kan sulandırıcı ilaçların alınmamasını tavsiye ediyorum.
 

Ameliyattan sonra burnumuzda tampon varken burun tıkanıklığı olabilir. Ayrıca bir hafta kadar pembe renkli akıntı olması normaldir. Tampon çıktıktan sonra bu durumlar düzelir.
 

Rinoplasti sonrasında şişlik, morluk, burun tıkanıklığı gibi şikayetler olabilir. Şişlik ve morluk ikinci üçüncü günlerde artabilir. Bu sizi korkutmasın. Sonrasında hızla düzelir ve 7-9 günde hiç bir şey kalmaz. Son yıllarda kullandığım piezo (ultrasonik) ve tur cihazları ile morluk hemen hemen hiç olmamaktadır. Şişlik ve morluğu en aza indirmek için ameliyat sonrası ilk hafta başı yüksekte tutarak yatmak, kan basıncını ve nabzını artıracak faaliyetlerden uzak durmak, kanama artırıcı ilaç ve gıdaları tüketmemek yararlı olur. 
 

Genellikle ilk ayın sonunda burun şekli hakkında büyük oranda fikir sahibi olunur. Burun ödemi bu dönemde %70 azalmış olsa da hafif şişlikler bir yıl kadar devam eder. Özellikle kalın ve yağlı ciltlerde bu daha da fazla olabilir. Belli dönemlerde hastalarım burunlarının gün içerisinde şiştiğini ve ya küçüldüğünü ifade eder. Bu normal bir durumdur. 
 

Ameliyat esnasında burun içine yerleştirdiğimiz hava kanallı silikon tamponlar sayesinde nefes alabilirsininiz. Hastalarıma ameliyattan sonraki hafta boyunca sümkürmemeyi öneriyorum. Tampon çıkarıldıktan sonra tuzlu su ile burun temizleme ve hafifçe sümkürmeye başlayabilirsiniz. Burun temizlendikçe ve içerideki ödem azaldıkça daha rahat nefes alıp verebileceksiniz.

 

Rinoplasti sonrası burun tamponlarının alınması 1 ila 7 gün arasında, yapılan işlemlere göre değişebilir. Bazen tampon koymadığım hastalarımda olmaktadır. Tamponlar çıkarıldıktan sonra nefesiniz oldukça iyidir fakat sonrasında tıkanıklık olabilir. Bu durumu düzeltmek için burun içi solüsyonlar ile burun yıkamasını düzenli ve etkili olarak yapmak gerekir. Burun sırtındaki alçıyı ise genellikle 7 ile 10 gün arasında çıkarıyorum ve burun sırtına cildin tam olarak yerine oturması, ödemin artmaması için burun sırtına bant yapıştırıyorum.  Burun ucuna atılan dikişler genelde eriyen dikişler olduğu için alınmasına gerek yoktur.
 

Ameliyatlarımda slikon burun tamponu kullanıyorum. Burun tamponu ameliyat sonrası hem buruna içten destek sağlar, hem de burun septumu üzerinde bası oluşturarak olası bir kanamanın önüne geçmiş olur. Bu nedenle önemlidir. Hava kanallı olan bu tamponlardan hasta rahatlıkla nefes alabilmektedir. Çıkartırken silikon yapısı nedeni ile dokuya yapışmaz ve kolaylıkla çıkar. Bu nedenle kesinlikle ağrı yapmaz. 
 

Genellikle hastalarımı ameliyattan sonra 7. gün tamponunu ve atelini almak için görüyorum. Sonrasında ilk 6 ay boyunca iki aylık periyodlarda, daha sonra da birinci ve ikinci yılında kontrol ediyorum.
 

Ameliyattan sonra burun sırtındaki alçıya su değmediği sürece ilk günden sonra duş almanızda hiçbir sakınca yoktur. Burun alçısı çıkarıldıktan sonra burun sırtına koyduğumuz özel flasterler suya dayanıklıdır. Dolayısıyla duş almanıza müsaade ediyoruz.
 

Estetik burun ameliyatı yatarak iyileşmeyi gerektiren bir hastalık değildir. Eğer masa başı bir işte çalışıyor iseniz insanlarla direk iletişim gerektirmeyen bir iş ise 3. günden sonra çalışmanızda hiçbir sakınca yoktur. Birebir iletişim gerektiren işlerde ise, burun alçısının alınmasını takiben çalışabilirsiniz. Eğer burnunuza travma gelme ihtimalinin yüksek olduğu bir meslek grubunda iseniz ( futbolcu gibi ) 6 hafta çalışmanız uygun olmayacaktır.
 

Ameliyattan bir kaç gün sonra kendinizi iyi hissediyorsanız tempolu yürüyüşlere başlayabilirsiniz. Ağırlık çalışmaları ya da diğer hareketli aktivitelerden bir ay kadar uzak durmak gerekir. Bir aydan sonunda her tür sportif aktivitenizi yapabilirsiniz. Ancak kemiklerinizin eski sağlamlığına kavuşması için en az 3 ay gerektiğinden darbe alma ihtimali olan sporları yaparken bu durumu göz önünde tutmanız gerekir. 
 

Rinoplasti sonrası belirgin bir iz kalması söz konusu değildir. Kapalı teknik rinoplastide kesilerin tamamı burun iç kısımlarından yapıldığı için zaten iz olması mümkün değildir. Açık teknik rinoplastide ise burun ön alt kısmında çok hafif bir iz olur. Ancak görünür bir iz değildir.
 

Rinoplasti sonrası masaj uygulaması genellikle tavsiye edilir. Kan dolaşımının artırılması sağlanarak yaranın daha hızlı iyileşmesine destek olur. Burunda meydana gelen şişliklerin azalması ve burun cildinin oturması için faydalıdır. Ancak doğru tekniklerle, düzenli ve çok fazla bastırılmadan uygulanmalıdır. Hangi teknikle ve ne kadar süre yapılacağı konusunda doktorunuzun talimatlarına uymanız gerekir.
 

Burun dolgusu, burun botoxu, iple asma gibi yöntemlerle burun estetiği yapmak mümkündür. Tabiki her burun yapısı buna uygun değildir. Daha çok küçük düzeltme gereken, deformiteleri daha az olan burunlarda tercih edilen yöntemlerdir. Ayrıca şu da unutulmamalıdır ki bu yöntemlerin etkisi bir rinoplasti gibi kalıcı değildir. Özellikle ameliyat olmaktan çekinen hastalarımda süreç hakkında detaylı bilgi verdikten sonra talep olması durumunda bu işlemleri gerçekleştiriyorum
 

Erkeklerde burun ucu daha az kalkık olmalı, burun sırtı genelde düz olmalıdır. Burun sırtı kavisli, burun ucu kalkık ve dar olursa feminen bir görünüm olur. Kadınlar da ise daha havalı burun dediğimiz, burun ucu hafif kalkık, burun sırtında makul ölçüde kavis olmalıdır. Burnun ile dudak çizgilerinin açısı erkeklerde 90-105, kadınlarda 105-120 derece olmalıdır. Erkeklerde hatlar daha belirgin iken kadınlarda geçişler daha yumuşak olmalıdır. 
 

İyileşme döneminde de farklılıklar vardır. Erkeklerde cilt daha yağlı ve kalın olduğu için şişlik ve morluklar daha fazla olur ve tam iyileşme süresi daha uzun sürer.
 

Rinoplasti de dahil yapılan her türlü ameliyatın başarısız olma ihtimali vardır. Bu nedenle ameliyat öncesinde hastalarla tüm süreci bütün detayları ile konuşmak gerekir. Hastaya karşı dürüst ve samimi olunması hem hastanın size olan güvenini artırır hem de hastaya gerçekci olmayan yüksek beklentiler içinde olmaması gerektiği bilgisi verilir. Ayrıca ameliyat sonrasında makul ve düzeltilebilecek problemlerin doktor tarafından kabul edilmesi, bu gibi durumlarda daima doktorun hastasının yanında olduğunu hastasına hissettirmelidir. Bu hastanın doktoruna olan inancını artırmaktadır. Hastalarımdan yaptığım ameliyatlarda görülen sorunların düzeltilmesi için kendi adıma ek bir ücret almıyorum. Tekrar bir düzeltme yapmak için en az 6 ay bir yıl beklemek gerekir.
 

Daha önce burun estetiği olmuş ancak istediği sonuçları elde edemeyen, nefes alma yada burun şeklinde sorunlar yaşayan kişiler için uygulanan rinoplasti işlemine revizyon rinoplasti denir. Bu ameliyatla önceki ameliyatın olumsuz sonuçları yada daha sonra travma, enfeksiyon gibi nedenlele ortaya çıkan olumsuz durumların düzeltilmesi sağlanır. Hem görsel hem de işlevsel sorunların düzeltilmesi amaçlanır.

 

Rinoplasti sonrası zaman içinde burun ucunda bir miktar düşme olabilir. Bu beklenen bir durum olup bu durum ön görülerek ameliyat yapılmalıdır. Seçilen tekniğe göre de burun ucundaki düşme miktarı farklı olur. Ameliyatlarımda istenmeyen burun ucu düşmelerini önlemek için planlamalarımı hastanın özelinde sadece o hastanın burun yapısına göre planlıyorum. Farklı teknikler ve küçük ayrıntılar ile uyguladığım ameliyatlarla burun düşmesini önlemeye çalışıyorum
 

Farklı birer cerrahi teknik olmayıp sadece ameliyat esnasında kemik yapılarının şekillendirilmesinde kullanılan bir cihazdır. 
 

Piezo cihazının rinoplastide kullanılmasının bir takım avantajları vardır. Burun kemiklerinde istenilen yerden kesiler yapılarak kontrolsüz kesilerin ve istenmeyen sonuçların önüne geçilmiş olur. Bu kesi esnasında çevredeki damar mukoza kas gibi yumuşak dokular da korunur. Bu sayede daha az kanama ve ödem gelişir. Kemik iyileşmesi klasik yönteme göre daha hızlı olur.