×
Open Menu
turkish english Arabic Spain French

Horlama Tedavisi & Uyku Apnesi Tedavisi


Horlama Tedavisi & Uyku Apnesi Tedavisi için Öncelikle Bilmenz Gerekenler

Horlama nedir?

Uyku sırasında ağız ve yutak bölgesinde, yumuşak damak, küçük dil, bademcikler ve boğaz yan duvarındaki perdeler gevşer ve hava kanalını gevşeme ile birlikte daraltır. Soluk alıp verme esnasında daralan hava kanalından geçen hava akımı buradaki dokuları titreştirir. Titreşimin etkisiyle bu dokunun çıkarttığı ses horlama olarak tanımlanır. Burada ortaya çıkan horlamanın şiddeti solunum kanalının ne kadar dar olmasıyla ilgilidir.
 

Horlamanın Görülme Sıklığı Nedir?

Yetişkinlerin yaklaşık %45'i ara sıra, %25'i ise devamlı olarak horlar. Otuz yaş altındaki erkeklerde horlama oranı % 10 iken 60 yaşın üzerindeki erkeklerde oran %60’a kadar çıkmaktadır. Çocuklarda ise horlama oranı yaklaşık %12 civarındadır. Erkekler kadınlardan daha çok horlar. Bunun nedeni Erkeklerin boyun bölgesi kadınlara oranla daha yağlı ve kalındır. Boyun bölgesi ne kadar kalın ve yağlı olursa hava kanalı o kadar daralır. Daraldıkça da daha fazla horlar.  İnsanlarda kilo arttıkça horlama bu nedenle daha da artar. Yani kilo ile birlikte boyun kalınlığı artar, hava yolu daralır ve daha fazla horlama görülür. Ancak menopoz döneminden sonra kadınlarda da yaşanan hormonal değişiklilere bağlı olarak horlama şiddeti artar. 
 

Horlamanın Nedenleri Nelerdir?

Horlamaya neden olabilen birçok faktör vardır. Bunlar arasında en önemlileri üst hava yolunda olan ve hava yolunun daraltan problemlerdir. Bunun yanı sıra yukarıda da söylediğim gibi kilo ve yaş horlama da önemlidir. Özellikle erkek cinsiyette yaşla beraber alınan kilolar horlamanın her yıl daha da artmasına neden olur.  Alkol ve ilaç kullanımına bağlı olarak da horlama görülebilir. Alkol ve bazı sakinleştirici ilaçların kullanımıyla uyku esnasında özellikle boğaz çevresinde bulunan kaslarda aşırı gevşeme oluşur ve tonuslarını kaybederler. Kasların gevşemesi ile birlikte dil geriye kayar, damak ve küçük dil sarkar. Sonuçta hava yolu daha da daralır. Özellikle sırt üstü yatıldığında artan horlama daha da belirgin hale gelir. 
 
Basit horlama normalde sağlık problemlerinden çok sosyal problemlere neden olur. Birlikte yaşadığı kişilerin uykusunun bölünmesine ve onların uyku kalitesinin bozulmasına neden olur. Horlama yüzünden yeterince oksijen alamayan ve bu nedenle uykuda dinlenemeyen kişi sabahları yorgun, hâlsiz ve uykusuz olarak uyanır. Horladığının farkında olmadığı için kişi bu durumdan şüphelenmez. Ancak beraber yaşadığı kişilerin horlama sesinden rahatsız olması durumunda horladığını öğrenir. Bunun yanında horlama bazen de ciddi bir takım hastalıkların bir belirtisi olabilir. Bunlardan en önemlisi ‘Tıkayıcı Uyku Apnesi’ hastalığıdır. 

HORLAMA TEDAVİSİ : Horlama nasıl tedavi edilir?

Uyku sırasında solunumun kesilmesine neden olmayan bu tip horlamalar, uyku pozisyonunun değiştirilmesi, daha yüksek yastıkta uyunması, fazla kiloların verilmesi, hafif yiyecekler tüketilmesi, alkol ve sigara kullanımının bırakılması ve burun bandı kullanılması gibi çözümler de önlenebilir. Horlama nasıl geçer sorusuna verilebilecek en basit yanıt budur. Ancak tüm bunlara rağmen horlama şiddeti azalmıyorsa kişi kulak burun boğaz uzmanına başvurmalıdır. Hekim tarafından yapılan muayene ve ek tetkikler sonucunda horlamaya neden olan etkenler saptanır ve uygun tedavi düzenlenir. Bazı durumlarda multidisipliner bir yaklaşım ile ağız içi alet kullanımı önerilebilir. Ağız içi alet, diş hekimleri tarafından kişiye özel olarak yapılan, uyku öncesi ağza takılarak, dilin arkaya doğru hareket etmesini engelleyen ve ağız içi boşluğun artırılmasını sağlayan bir tür protezdir. Bir diğer tedavi yöntemi de cerrahi operasyondur. Ancak basit horlamaya bağlı olarak operasyon yapılmadan önce kişinin uyku laboratuvarında yatırılması ve uykusunun incelenmesi gerekir. Bazı durumlarda horlama, rahatsızlık olarak değil, bir belirti olarak da ortaya çıkabilir. Tıkayıcı uyku apne sendromu olarak adlandırılan bu rahatsızlık dünya çapında %3 oranında görülse de 50 yaşın üzerindeki kilolu erkeklerde bu oran %50'ye kadar yükselir. Uyku apnesi tedavi edilmediğinde kalp ve beyin damarları etkilenir. Cinsel isteksizlik, migren, yüksek tansiyon gibi rahatsızlıkların yanı sıra kalp krizine de yol açabilir.
 
Uyku apnesinin tedavi edilmediği takdirde kalp krizinden unutkanlığa kadar pek çok ciddi hastalığı tetiklediğini 
 
Uyku apnesi, uyku sırasında hava yolunda gelişen daralmaya ve gevşekliğe bağlı uykuda onlarca veya yüzlerce kez nefesin durmasıyla karakterize hayatı tehdit eden bir hastalık. 
 

HORLAMA TEDAVİSİ & UYKU APNESİ TEDAVİSİ VE FAZLA KİLOLAR.

Tüm yaş gruplarında görülmekle birlikte erkeklerde 40 yaş sonrası, kadınlarda ise menopoz sonrası sık görülür. Obezite, kalın boyun çevresi, sigara ve alkol tüketimi, genetik bazı, hipotiroidi, ilaçlar (kas gevşeticiler, uyku ilaçları..) uyku apnesi gelişiminde risk faktörüdür. Anatomik olarak küçük ve geride çene yapısı veya yüz kemiklerinde basıklaşma, iri bademcikleri ve küçük dili olanlar, dili büyük olanlarda daha sık görülür.
 

SİZE ÖZEL HORLAMA TEDAVİSİ & UYKU APNESİ TEDAVİSİ : HORLAMA DEĞİŞKENDİR

Horlama tipik olarak düzensizdir. Apne bittikten sonra tekrar nefes alınmasıyla birlikte horlama devam eder. Şiddeti değişkendir. Hatta yan odalardan, alt ve üst kattan duyulacak şiddette olabilir. Uykudan boğulma hissi ile uyanma daha az sıklıkta görülür ancak hastayı hekime getiren semptomların başında gelir. Sıklıkla sabah ağız kuruluğu ile uyanma, gece idrara sık kalkma, reflü, gece göğüs ağrısı, kalpte çarpıntı hissi ile uyanma görülebilir. Esas tanı uyku testi ile konabilir.
 

UYKU APNESİ HAYATİ TEHLİKE YARATABİLİR

Uyku apnesi tedavisi yapılmadığında hayatı tehdit etmektedir. Uykuda sık tekrarlayan oksijen düşüş ve yükselişleri kalp ritminin bozulmasına, hipertansiyon, kalp krizi, felç, depresyon, unutkanlık, dikkat eksikliği, insülin direnci, Tip 2 diyabet gelişme riskini artırır. Uyku apnesi tüm sistemleri etkiler. Düşük göz kapağı, göz içi basıncında artış, göz dibinde ödem, işitme azlığı, diş eti iltihabı, reflü, karaciğer yağlanması, pulmoner hipertansiyon, atar ve toplardamarlarda pıhtılaşmaya eğilim, cinsel istekte azalma, iktidarsızlık ve sperm kalitesinde bozulmaya neden olur. Son yıllarda uyku apnesinin kanser gelişiminde de rol oynadığı gösterilmiş, akciğer ve kolon kanseri ile ilişkili bulunmuştur.
 

HORLAMA TEDAVİSİ VEYA APNE TEDAVİSİNE İHTİYACINIZ VAR MI?
KENDİNİZİ TEST EDİN

– Haftada 3 geceden fazla horluyor musunuz? Evet 2 puan, Hayır 0 puan
– Horlamanız yan odadan duyulacak kadar çok gürültülü mü? Evet 2 puan, Hayır 0 puan
– Uykuda nefesiniz durduğu söylendi mi? Hayır 0 puan, Ara sıra 3 puan, Sıklıkla 5 puan
– Boyun çevreniz kaç cm? Erkek 43 cm'den ince 0 puan, 43 cm'den kalın 5 puan, Kadında 40 cm'den ince 0 puan, 40 cm'den kalın 5 puan
– Yüksek tansiyon tedavisi aldınız mı? Evet 2 puan, Hayır 0 puan
– Meşgul olmadığınızda sıklıkla uyuyakalır mısınız? Evet 2 puan, Hayır 0 puan
– Araba kullanırken veya trafik ışığında beklerken ara sıra uyukladığınız oldu mu? Evet 2 puan, Hayır 0 puan
 
SONUÇ: 9 puan ve üzeri: Yüksek olasılıkla apneniz olabilir. Uyku çalışmasının gerekliliği açısından bir doktora başvurun. 6-8 puan: Belirsiz. Hekim tarafından klinik olarak değerlendirilmeli. 5 puan ve altı: Düşük olasılık.
 

Uyku Apnesi Nedir?

Uyku esnasında solunumunun 10 saniyeden fazla durmasına ”apne“denir. Bir saatlik uyku boyunca görülen apne sayısına “apne indeksi” denir. Bazen hastaların solunumu tam olarak durmaz ama aldığı hava miktarı azalır. Hava akımındaki bu azalma %30-50 oranında oluyorsa buna da ‘’hipopne’’ denir.Hastalığın tanımı ve şiddetini belirlemede Apne Hipopne indeksi (AHİ) kullanılmaktadır.  
 
Basit horlama hastalarında apne indeksi beşin altındadır ve uyku esnasında kan oksijen seviyesi %90’ın üzerindedir. Buna karşılık uyku apnesi hastalarında ise apne indeksi beşin üzerinde ve uyku esnasında kan oksijen seviyesi %90’ın altındadır. Görülen apne ve hipopne sayılarına göre uyku apnesi hastalığı üç gruba ayrılır. Bunlar;
  • AHI 5-30 arasında ise hafif
  • AHI 30-50 arasında ise orta
  • AHI 50’nin üzerinde ise ağır uyku apnesi olarak tanımlanır.

Uyku Apnesinin Görülme Sıklığı Nedir?

Hafif şiddetteki uyku apnesi sık görülürken orta ve ağır şiddetteki uyku apnesi daha nadir görülür. derecedeki uyku apnesine daha az rastlanılmaktadır. Orta derecedeki uyku apnesine erişkin erkeklerin %2’sinde rastlanmaktaır.
 

Uyku apnesi tipleri nelerdir?

Başlıca 3 alt tipe ayrılır:
  • Obstrüktif (Tıkayıcı) Uyku Apnesi: Üst hava yollarındaki daralma yada tamamen kapanma sonucu oluşan kan oksijen düzeyi düşüklüğü ve uykunun kesilmesi atakları ile karakterizedir. En sık görülen uyku apnesi formudur.
  • Santral Uyku Apnesi: Beyindeki merkezlerin solunum kaslarına uygun sinyaller gönderemediğinde ortaya çıkan apne formudur. Obstruktif tip uyku apnesinden farklı olarak uyku sırasında tekrarlayan solunum durması görülür ve hava akımı kesilir apne oluşur. Bu nedenle kan oksijen seviyesi azalır. Santral uyku apnesi Parkinson gibi santral sinir sistemi hastalıklarının bir bulgusu olabilir. 
  • Mikst Uyku Apnesi (Kompleks Uyku Apnesi Sendromu): Bu hastalarda hem obstrüktif hem de santral uyku apnesi birlikte görülür.

Uyku Apnesi Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Uyku apnesi hastalığının tanısında en önemli kısım tanıklı apnelerdir. Yani kişinin yatak partneri yada aynı evde yaşadığı birileri tarafından uykuda nefesinin durduğunun görülmesidir. Bu tanık ifadesi uyku apnesi tanısındaki en önemli noktalardan biridir. Aksi halde kişiler kendi uyku apnesi hastalıklarının farkında olmazlar. 
 
Hastaların ifade ettikleri en önemli belirti gündüz uykululuk halidir. Gece on saatte uyusa sabah yorgun olarak kalktığını hiç dinlenemediğini ve gündüz uyuklamaları olduğunu ifade ederler. Ciddi uyku apnesi olan hastalar araba sürerken bile uykuya dalabilirler. Bu insanların trafik kazası yapma ihtimalleri normal insanlara göre 7 kat daha fazladır.
 
Uyku kalitesinin bozuk olması, gece yeterince dinlenememiş olma, apne esnasında kan oksiyen seviyesinin düşmesine bağlı beyin oksijenlenmesinin de azalması sonucu sabah uyandığında bir çok hastada baş ağrısı, Sabahları olan ağız kuruluğu ve boğaz ağrısı, gerginlik, sinirlilik, unutkanlık, dikkat azlığı, konsantrasyon bozukluğu, zihinsel yeteneklerde azalma, depresyon görülebilir.
 
Horlama ve uyku apnesi hastalığı olan hastalarda yorgunluk, isteksizlik, konsantrasyon bozukluğu, psikolojik rahatsızlıklar ile ortaya çıkan hormonal değişikliklere bağlı cinsel fonksiyon bozuklukları da oluşmaktadır. Uyku apnesi olan hastalarda uyku esnasında kanda karbondioksit miktarının artmasına bağlı olarak çocuklarda mesane kasılma bozukluklarına ve sık sık yatak ıslatma, yetişkinlerde de gece sık sık idrara kalkmaya neden olur.
 
Uyku apnesi hastalığına bağlı olarak hastalar kilo almaya meyilli olurlar. Kilo problemi arttıkça metabolizmadaki değişikliklere bağlı olarak hastanın kilo vermesini gittikçe güçleştirir. Özellikle göğüs ve ense kısmında olarak ortaya çıkan gece terlemesi bu hastalarda sık görülen diğer bulgudur. Ayrıca diğer sık görülen bir bulguda bu hastalarda reflü rahatsızlılığır. Özellikle tok karına yatınca gece uykuda çabaladıkça mide içeriği rahatlıkla yutak bölgesine gelir. Mide asidi burada inflamasyona ve ödeme neden olur. Ödem nedeni ile hava yolu daha da daralır ve uyku apnesinin şiddetinin artmasına neden olur. 
 
Uykuda apne esnasında nefes alma durduğu için kanda yeterince oksijen olmaz. Bu durumda beyne yeterince oksijen gitmez. Beyin oksijen ihtiyacının karşılanabilmesi amacı ile kan dolaşımını artırmaya yönelik bazı refleksler devreye girmektedir. Bu refleksler neticesinde kalp ritim bozuklukları, yüksek tansiyon, akciğer hipertansiyonu, kalp damar rahatsızlıkları, kalp krizi ve inme gibi problemlere de sıkça rastlanılmaktadır. Özellikle orta ağır şiddetli uyku apnesi hastalığı olanlarda ölüm riski normal insanlara göre çok yüksektir. Bu nedenle uyku apnesi hastalığı olanların mutlaka tedavi edilmeleri gerekir.
 
Küçük çocuklarda belirtiler biraz daha farklıdır. Uyku apnesini düşündüren belirtilerin başında, uykuda horlama ve soluk alıp verme güçlüğü, huzursuzluk, baş ve boyun bölgesinde aşırı terleme, boğulur tarzda öksürük gelir. Uyanık oldukları dönemde de çeşitli belirtiler görülebilir.  Zamansız uykuya dalmalar, asabilik, özellikle derslerde konsantrasyon güçlüğü, aşırı hareketlilik, sık sık bademcik veya geniz eti problemleri, yaşıtlarına göre büyüme ve gelişmesinde gerilik olması çocuklarda uyku apnesinin sık görülen belirtileridir.
 

Uyku Apnesi Hastalığı Tanısı Nasıl Konur?

Tanıda ilk adım ayrıntılı bir hikâyenin alınmasıdır. Hastanın şikayetleri, son zamanlarda kilo değişiklikleri, sigara alkol, sakinleştirici ilaç kullanıp kullanmadığı, şeker hastalığı,kalp hastalığı, tiroid hastalıkları sorgulanmalıdır. Gerektiğinde kan testleri ve tansiyon ölçünleri yapılmalı ve kayıt altına alınmalıdır. 
 
Hastanın genel vücut yapısı (şişmanlık-obesite), çene kemiklerinin durumu (alt çene pozisyonu ve boyutları, üst çene gelişme bozuklukları) boyun yapısı tedavi yaklaşımının seçimini ve başarısını belirlemede önemlidir.
 
Uyku apnesi şüphesi olan hastaların vücut kitle indeksi ve boyun çevresinin ölçülmesi önemlidir.  Vücut kitle indeksinin erkeklerde ve kadınlarda 27’nin üzerinde olması şişmanlık olarak kabul edilir ve uyku apnesi için önemli bir risk faktörüdür. Aynı şekilde boyun çevresi erkeklerde 43 cm’den kadınlarda 38 cm’den fazla olması uyku apnesi için risk olarak kabul edilmektedir.
 
Tanı için ikinci kısım hastanın muayenesidir. Burundan başlayıp gırtlağa kadar tüm hava yolunun ayrıntılı muayenesi gerekir. Bu muayene de hastanın hava yollarını tıkayan ya da daraltan problemler aranmaktadır. Burun içinde eğrilik, burun ucunda düşme, burun etlerinde büyüme, geniz eti varlığı, yumuşak damak ve küçük dilin yapısı, bademciklerin yapısı, dil ve dil kökünün yapısı, damak arkası bölgeler dikkatle değerlendirilmelidir. 
 

Uyku Analizi Testi (Polisomnografi)

Uyku apnesi hastalığının kesin tanısı için polisomnografi dediğimiz uyku testi yapılması gerekir.  Bu test sayesinde uykuda solunumun  durma süresi ve sayısı, kalp ritmi, kan oksijen düzeyi, vücut pozisyonu, horlama sesinin şiddeti gibi birçok parametre takip edilmekte ve  elde edilen değerler analiz edilmek üzere kaydedilmektedir. Bu analizler sonucunda uyku apnesinin tipi şiddeti, uyku pozisyonu ile ilşkisi gibi sonuçlar elde edilerek bu sonuçlara göre tedavi planlaması yapılabilmektedir.
 

Uyku Endoskopisi (UYKU APNESİ TEDAVİSİNDEN ÖNCE SORUNUN TAM TESPİTİ ÖNEMLİDİR!)

Uyku apnesi son zamanlarda daha fazla tercih  edilen bir değerlendirme yöntemidir. Hastayı uyku esnasında muayene etmeyi ve problemlerin yerinintam ve doğru olarak saptanmasını sağlayan bir yöntemdir. Ameliyathane şartlarında hafif anestezi ilaçları verilerek gece uykusu taklit  edilir. Bu esnada burundan girilerek yapılan fleksible endoskopi muayenesi ile tıkanmanın seviyesi ve şekli  değerlendirilmektedir. Fizyolojik gece uykusuna en yakın şartlarda sağlanan bu yöntemle elde edilen sonuca göre operasyon planlanmaktadır.
 

UYKU APNESİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Horlama veya uyku apnesi olan hastaların tedavisinde, hastalığın şiddetine ve hava yolundaki problemlere göre  farklı tedavi yaklaşımları tercih edilmektedir. Hangi tedavi yöntemi uygulanırsa uygulansın tedavide ilk basamak hastanın yaşam tarzında bazı değişiklikler yapması gerekliliğidir.

 

UYKU APNESİ TEDAVİSİ HORLAMA TEDAVİSİNDE GENEL ÖNLEMLER

Bu hastaların çoğunluğu kilolu hastalardır. Kilo bu hastalığa neden olurken, bu hastalık da hastanın daha fazla kilo almasına neden olmaktadır. Çünkü uyku apnesi esnasında azalan kan oksijen düzeyi kişinin metabolizmasını yavaşlatır. Ayrıca yorgunluk ve uykusuzluk nedeni ile kişinin gün içindeki aktivitesinin azalması kilo artışına neden olur. Sonuçta bir kısır döngü gelişir. Bu nedenle fazla kiloların verilmesi horlama ve uyku apnesi tedavisinin en önemli unsurlarından biri, belki de en önemlisidir. 
 
Sigara, alkol ya da sakinleştirici ilaç kullanan hastalarda horlama ve uyku apnesi  hastalığı ağır seyreder. Bu nedenle hastaların varsa bu alışkanlıklarından uzak durmaları tavsiye edilmelidir. 
 
Horlama ve uyku apnesi hastalarının yan yatmaları şikayetlerinin azalmasına neden olur. Bu nedenle sırtüstü yatmaktan kaçınmaları gerekirse bunun için üretilen özel aparatlar ve yastıklar kullanmaları gerekmektedir. Uyku apnesi hastalığı olan hastaların yatmadan önce bir şeyler yeme içme alışkanlıklarından da uzak durması gerekir. Çünkü tok karına yatılması durumunda reflü oluşabilir. Reflü de uyku apnesinin şiddetini artırır. 
 

UYKU APNESİ TEDAVİSİ HORLAMA TEDAVİSİNDE İLAÇLAR (Medikal ajanlar)

Horlama ve uyku apnesi hastalığının tedavisinde  kullanılan çok sayıda ilaç olmakla beraber yan  etkiler nedeni ile günümüzde ilaçla tedavi çok tercih edilmemektedir.
 

UYKU APNESİ TEDAVİSİ VE CPAP (Continuous Positive Air Pressure - Sürekli Pozitif Basınçlı Hava)  cihazları: 

Uyku apnesi hastalığı olan hastalarda tedavide ilk tercih olarak CPAP  maskesi denen cihazlar önerilir. CPAP maskesi uyku esnasında sağladığı pozitif basınç ile hava yolunda  daralan ya da kapanan bölgelerin açık tutulmasını sağlar. Bu cihazın kullanımında en önemli sorun hasta uyumudur. İnsanlar uzun bir süre bazen bir ömür boyu yüzlerinde bir maske ile uyumak istemezler. Ayrıca cihazın kullanımına bağlı burun içinde ödem, kuruma ve kanamalar oluşabilmektedir. Cihazın  her gece kullanılma gerekliliği aktif yaşam tarzı olan, sık sık seyahat eden ve özellikle  genç hasta grubunda cihaza uyumu zorlaştırmaktadır. Tüm bu nedenlerle CPAP cihazlarına hasta uyumu %50-60 civarındadır.
 

UYKU APNESİ TEDAVİSİ VE AĞIZ İÇİ APAREYLER

Uyku esnasında dili ya da alt çeneyi öne çekerek hava kanalının özellikle dil kökü seviyesinde genişlemesini sağlayan bu cihazlar son yıllarda kullanıma girmiştir. Basit horlaması olan hastaların tedavisinde %70 civarında başarı sağlamıştır.
 
Ağız kuruluğu, adaptasyon güçlüğü, uzun süre kullanımla ortaya çıkan çene eklem  rahatsızlıkları ve diş problemlerinin gelişmesi en önemli yan etkileridir.

 

UYKU APNESİ TEDAVİSİ HORLAMA TEDAVİSİ VE CERRAHİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Horlama ve uyku apnesi rahatsızlıklarında hastalığa sebep olan hava yolu tıkanması çoğunlukla birden fazla bölgede olmaktadır. Örneğin aynı anda hem burun içinde hemde damak bölgesinde problem olabilmektedir. Bu nedenle horlama ve uyku apnesi cerrahi tedavisinin standart bir cerrahisi olmayıp tamamen hastanın kendi özelinde hava yolunda tıkanmanın oluştuğu bölgeye ve tıkanmanın şekline göre farklı cerrahi yaklaşımlar tercih edilmektedir. Uygulanan bu ameliyatlar şu şekilde sınıflandırılabilir;
 
  • Burun tıkanıklığına yönelik burun ameliyatları,
  • Yumuşak damak ve küçük dile yönelik ameliyatlar
  • Bademcik ve Boyun yan duvarlarına yönelik ameliyatlar,
  • Dil köküne yönelik ameliyatlar,
  • Alt ve üst çene kemiklerine yönelik ameliyatlar,
  • Dil kaslarının sinirinin uyarılması, sinir sitimülasyonu
  • Boyundan açılan delik ile tıkanıklığın devre dışı bırakılması (Trakeotomi)
Eğer uykuda nefes nefese uyanarak havasız kalmış gibi hissediyorsanız, uzun zamandır sabahları hep yorgun uyanıyor ve kendinizi yorgun hissediyorsanız, eşiniz yüksek sesle horladığınızı ve uykunuzda nefesinizin durduğunu söylüyorsa uyku apnesi açısından mutlaka bir hekime müracaat etmelisiniz.
 







 

ONLINE MUAYENE

Sağlığınızı İhmal Etmeyin, Op. Dr. Hasan Hüseyin Arslan ve ekibi Online olarak Bir Telefon Kadar Yakınınızdayız.

Deneyimli ve Uzman Hekimleriyle Görüntülü Online Görüşün…

İLETİŞİME GEÇİN

Gönder

KLİNİĞİMİZ

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad. No: 22 Kat.1 Nişantaşı - Şişli / İstanbul