×
Open Menu
turkish english Arabic Spain French

Uyku Apnesi

Uyku Apnesi Nedir?
Uyku esnasında solunumunun 10 saniyeden fazla durmasına ”apne“denir. Bir saatlik uyku boyunca görülen apne sayısına “apne indeksi” denir. Bazen hastaların solunumu tam olarak durmaz ama aldığı hava miktarı azalır. Hava akımındaki bu azalma %30-50 oranında oluyorsa buna da ‘’hipopne’’ denir.Hastalığın tanımı ve şiddetini belirlemede Apne Hipopne indeksi (AHİ) kullanılmaktadır.  

Basit horlama hastalarında apne indeksi beşin altındadır ve uyku esnasında kan oksijen seviyesi %90’ın üzerindedir. Buna karşılık uyku apnesi hastalarında ise apne indeksi beşin üzerinde ve uyku esnasında kan oksijen seviyesi %90’ın altındadır. Görülen apne ve hipopne sayılarına göre uyku apnesi hastalığı üç gruba ayrılır. Bunlar;

  • AHI 5-30 arasında ise hafif
  • AHI 30-50 arasında ise orta
  • AHI 50’nin üzerinde ise ağır uyku apnesi olarak tanımlanır.
Uyku Apnesinin Görülme Sıklığı Nedir?
Hafif şiddetteki uyku apnesi sık görülürken orta ve ağır şiddetteki uyku apnesi daha nadir görülür. derecedeki uyku apnesine daha az rastlanılmaktadır. Orta derecedeki uyku apnesine erişkin erkeklerin %2’sinde rastlanmaktaır.

Uyku apnesi tipleri nelerdir?
Başlıca 3 alt tipe ayrılır:
  • Obstrüktif (Tıkayıcı) Uyku Apnesi: Üst hava yollarındaki daralma yada tamamen kapanma sonucu oluşan kan oksijen düzeyi düşüklüğü ve uykunun kesilmesi atakları ile karakterizedir. En sık görülen uyku apnesi formudur. 
  • Santral Uyku Apnesi: Beyindeki merkezlerin solunum kaslarına uygun sinyaller gönderemediğinde ortaya çıkan apne formudur. Obstruktif tip uyku apnesinden farklı olarak uyku sırasında tekrarlayan solunum durması görülür ve hava akımı kesilir apne oluşur. Bu nedenle kan oksijen seviyesi azalır. Santral uyku apnesi Parkinson gibi santral sinir sistemi hastalıklarının bir bulgusu olabilir. 
  • Mikst Uyku Apnesi (Kompleks Uyku Apnesi Sendromu): Bu hastalarda hem obstrüktif hem de santral uyku apnesi birlikte görülür.
Uyku Apnesi Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Uyku apnesi hastalığının tanısında en önemli kısım tanıklı apnelerdir. Yani kişinin yatak partneri yada aynı evde yaşadığı birileri tarafından uykuda nefesinin durduğunun görülmesidir. Bu tanık ifadesi uyku apnesi tanısındaki en önemli noktalardan biridir. Aksi halde kişiler kendi uyku apnesi hastalıklarının farkında olmazlar. 

Hastaların ifade ettikleri en önemli belirti gündüz uykululuk halidir. Gece on saatte uyusa sabah yorgun olarak kalktığını hiç dinlenemediğini ve gündüz uyuklamaları olduğunu ifade ederler. Ciddi uyku apnesi olan hastalar araba sürerken bile uykuya dalabilirler. Bu insanların trafik kazası yapma ihtimalleri normal insanlara göre 7 kat daha fazladır.

Uyku kalitesinin bozuk olması, gece yeterince dinlenememiş olma, apne esnasında kan oksiyen seviyesinin düşmesine bağlı beyin oksijenlenmesinin de azalması sonucu sabah uyandığında bir çok hastada baş ağrısı, Sabahları olan ağız kuruluğu ve boğaz ağrısı, gerginlik, sinirlilik, unutkanlık, dikkat azlığı, konsantrasyon bozukluğu, zihinsel yeteneklerde azalma, depresyon görülebilir.

Horlama ve uyku apnesi hastalığı olan hastalarda yorgunluk, isteksizlik, konsantrasyon bozukluğu, psikolojik rahatsızlıklar ile ortaya çıkan hormonal değişikliklere bağlı cinsel fonksiyon bozuklukları da oluşmaktadır. Uyku apnesi olan hastalarda uyku esnasında kanda karbondioksit miktarının artmasına bağlı olarak çocuklarda mesane kasılma bozukluklarına ve sık sık yatak ıslatma, yetişkinlerde de gece sık sık idrara kalkmaya neden olur.

Uyku apnesi hastalığına bağlı olarak hastalar kilo almaya meyilli olurlar. Kilo problemi arttıkça metabolizmadaki değişikliklere bağlı olarak hastanın kilo vermesini gittikçe güçleştirir. Özellikle göğüs ve ense kısmında olarak ortaya çıkan gece terlemesi bu hastalarda sık görülen diğer bulgudur. Ayrıca diğer sık görülen bir bulguda bu hastalarda reflü rahatsızlılığır. Özellikle tok karına yatınca gece uykuda çabaladıkça mide içeriği rahatlıkla yutak bölgesine gelir. Mide asidi burada inflamasyona ve ödeme neden olur. Ödem nedeni ile hava yolu daha da daralır ve uyku apnesinin şiddetinin artmasına neden olur. 

Uykuda apne esnasında nefes alma durduğu için kanda yeterince oksijen olmaz. Bu durumda beyne yeterince oksijen gitmez. Beyin oksijen ihtiyacının karşılanabilmesi amacı ile kan dolaşımını artırmaya yönelik bazı refleksler devreye girmektedir. Bu refleksler neticesinde kalp ritim bozuklukları, yüksek tansiyon, akciğer hipertansiyonu, kalp damar rahatsızlıkları, kalp krizi ve inme gibi problemlere de sıkça rastlanılmaktadır. Özellikle orta ağır şiddetli uyku apnesi hastalığı olanlarda ölüm riski normal insanlara göre çok yüksektir. Bu nedenle uyku apnesi hastalığı olanların mutlaka tedavi edilmeleri gerekir.

Küçük çocuklarda belirtiler biraz daha farklıdır. Uyku apnesini düşündüren belirtilerin başında, uykuda horlama ve soluk alıp verme güçlüğü, huzursuzluk, baş ve boyun bölgesinde aşırı terleme, boğulur tarzda öksürük gelir. Uyanık oldukları dönemde de çeşitli belirtiler görülebilir.  Zamansız uykuya dalmalar, asabilik, özellikle derslerde konsantrasyon güçlüğü, aşırı hareketlilik, sık sık bademcik veya geniz eti problemleri, yaşıtlarına göre büyüme ve gelişmesinde gerilik olması çocuklarda uyku apnesinin sık görülen belirtileridir.

Uyku Apnesi Hastalığı Tanısı Nasıl Konur?
Tanıda ilk adım ayrıntılı bir hikâyenin alınmasıdır. Hastanın şikayetleri, son zamanlarda kilo değişiklikleri, sigara alkol, sakinleştirici ilaç kullanıp kullanmadığı, şeker hastalığı,kalp hastalığı, tiroid hastalıkları sorgulanmalıdır. Gerektiğinde kan testleri ve tansiyon ölçünleri yapılmalı ve kayıt altına alınmalıdır. 

Hastanın genel vücut yapısı (şişmanlık-obesite), çene kemiklerinin durumu (alt çene pozisyonu ve boyutları, üst çene gelişme bozuklukları) boyun yapısı tedavi yaklaşımının seçimini ve başarısını belirlemede önemlidir.

Uyku apnesi şüphesi olan hastaların vücut kitle indeksi ve boyun çevresinin ölçülmesi önemlidir.  Vücut kitle indeksinin erkeklerde ve kadınlarda 27’nin üzerinde olması şişmanlık olarak kabul edilir ve uyku apnesi için önemli bir risk faktörüdür. Aynı şekilde boyun çevresi erkeklerde 43 cm’den kadınlarda 38 cm’den fazla olması uyku apnesi için risk olarak kabul edilmektedir.

Tanı için ikinci kısım hastanın muayenesidir. Burundan başlayıp gırtlağa kadar tüm hava yolunun ayrıntılı muayenesi gerekir. Bu muayene de hastanın hava yollarını tıkayan ya da daraltan problemler aranmaktadır. Burun içinde eğrilik, burun ucunda düşme, burun etlerinde büyüme, geniz eti varlığı, yumuşak damak ve küçük dilin yapısı, bademciklerin yapısı, dil ve dil kökünün yapısı, damak arkası bölgeler dikkatle değerlendirilmelidir. 

Uyku Analizi Testi (Polisomnografi)
Uyku apnesi hastalığının kesin tanısı için polisomnografi dediğimiz uyku testi yapılması gerekir.  Bu test sayesinde uykuda solunumun  durma süresi ve sayısı, kalp ritmi, kan oksijen düzeyi, vücut pozisyonu, horlama sesinin şiddeti gibi birçok parametre takip edilmekte ve  elde edilen değerler analiz edilmek üzere kaydedilmektedir. Bu analizler sonucunda uyku apnesinin tipi şiddeti, uyku pozisyonu ile ilşkisi gibi sonuçlar elde edilerek bu sonuçlara göre tedavi planlaması yapılabilmektedir.

Uyku Endoskopisi
Uyku apnesi son zamanlarda daha fazla tercih  edilen bir değerlendirme yöntemidir. Hastayı uyku esnasında muayene etmeyi ve problemlerin yerinintam ve doğru olarak saptanmasını sağlayan bir yöntemdir. Ameliyathane şartlarında hafif anestezi ilaçları verilerek gece uykusu taklit  edilir. Bu esnada burundan girilerek yapılan fleksible endoskopi muayenesi ile tıkanmanın seviyesi ve şekli  değerlendirilmektedir. Fizyolojik gece uykusuna en yakın şartlarda sağlanan bu yöntemle elde edilen sonuca göre operasyon planlanmaktadır.

Uyku Apnesi Tedavisi Nasıl Yapılır?
Horlama veya uyku apnesi olan hastaların tedavisinde, hastalığın şiddetine ve hava yolundaki problemlere göre  farklı tedavi yaklaşımları tercih edilmektedir. Hangi tedavi yöntemi uygulanırsa uygulansın tedavide ilk basamak hastanın yaşam tarzında bazı değişiklikler yapması gerekliliğidir.

Horlama ve Uyku Apnesi hastalığının Tedavisinde Genel önlemler
Bu hastaların çoğunluğu kilolu hastalardır. Kilo bu hastalığa neden olurken, bu hastalık da hastanın daha fazla kilo almasına neden olmaktadır. Çünkü uyku apnesi esnasında azalan kan oksijen düzeyi kişinin metabolizmasını yavaşlatır. Ayrıca yorgunluk ve uykusuzluk nedeni ile kişinin gün içindeki aktivitesinin azalması kilo artışına neden olur. Sonuçta bir kısır döngü gelişir. Bu nedenle fazla kiloların verilmesi horlama ve uyku apnesi tedavisinin en önemli unsurlarından biri, belki de en önemlisidir. 

Sigara, alkol ya da sakinleştirici ilaç kullanan hastalarda horlama ve uyku apnesi  hastalığı ağır seyreder. Bu nedenle hastaların varsa bu alışkanlıklarından uzak durmaları tavsiye edilmelidir. 

Horlama ve uyku apnesi hastalarının yan yatmaları şikayetlerinin azalmasına neden olur. Bu nedenle sırtüstü yatmaktan kaçınmaları gerekirse bunun için üretilen özel aparatlar ve yastıklar kullanmaları gerekmektedir. Uyku apnesi hastalığı olan hastaların yatmadan önce bir şeyler yeme içme alışkanlıklarından da uzak durması gerekir. Çünkü tok karına yatılması durumunda reflü oluşabilir. Reflü de uyku apnesinin şiddetini artırır. 

Horlama ve Uyku Apnesi hastalığının Tedavisinde İlaçlar (Medikal ajanlar)
Horlama ve uyku apnesi hastalığının tedavisinde  kullanılan çok sayıda ilaç olmakla beraber yan  etkiler nedeni ile günümüzde ilaçla tedavi çok tercih edilmemektedir.

CPAP (Continuous Positive Air Pressure - Sürekli Pozitif Basınçlı Hava)  cihazları: 
Uyku apnesi hastalığı olan hastalarda tedavide ilk tercih olarak CPAP  maskesi denen cihazlar önerilir. CPAP maskesi uyku esnasında sağladığı pozitif basınç ile hava yolunda  daralan ya da kapanan bölgelerin açık tutulmasını sağlar. Bu cihazın kullanımında en önemli sorun hasta uyumudur. İnsanlar uzun bir süre bazen bir ömür boyu yüzlerinde bir maske ile uyumak istemezler. Ayrıca cihazın kullanımına bağlı burun içinde ödem, kuruma ve kanamalar oluşabilmektedir. Cihazın  her gece kullanılma gerekliliği aktif yaşam tarzı olan, sık sık seyahat eden ve özellikle  genç hasta grubunda cihaza uyumu zorlaştırmaktadır. Tüm bu nedenlerle CPAP cihazlarına hasta uyumu %50-60 civarındadır.

Ağız içi apareyler
Uyku esnasında dili ya da alt çeneyi öne çekerek hava kanalının özellikle dil kökü seviyesinde genişlemesini sağlayan bu cihazlar son yıllarda kullanıma girmiştir. Basit horlaması olan hastaların tedavisinde %70 civarında başarı sağlamıştır.

Ağız kuruluğu, adaptasyon güçlüğü, uzun süre kullanımla ortaya çıkan çene eklem  rahatsızlıkları ve diş problemlerinin gelişmesi en önemli yan etkileridir.

Horlama ve Uyku Apnesinin Cerrahi Tedavi Yöntemleri
Horlama ve uyku apnesi rahatsızlıklarında hastalığa sebep olan hava yolu tıkanması çoğunlukla birden fazla bölgede olmaktadır. Örneğin aynı anda hem burun içinde hemde damak bölgesinde problem olabilmektedir. Bu nedenle horlama ve uyku apnesi cerrahi tedavisinin standart bir cerrahisi olmayıp tamamen hastanın kendi özelinde hava yolunda tıkanmanın oluştuğu bölgeye ve tıkanmanın şekline göre farklı cerrahi yaklaşımlar tercih edilmektedir. Uygulanan bu ameliyatlar şu şekilde sınıflandırılabilir;
  • Burun tıkanıklığına yönelik burun ameliyatları,
  • Yumuşak damak ve küçük dile yönelik ameliyatlar
  • Bademcik ve Boyun yan duvarlarına yönelik ameliyatlar,
  • Dil köküne yönelik ameliyatlar,
  • Alt ve üst çene kemiklerine yönelik ameliyatlar,
  • Dil kaslarının sinirinin uyarılması, sinir sitimülasyonu
  • Boyundan açılan delik ile tıkanıklığın devre dışı bırakılması (Trakeotomi)
Eğer uykuda nefes nefese uyanarak havasız kalmış gibi hissediyorsanız, uzun zamandır sabahları hep yorgun uyanıyor ve kendinizi yorgun hissediyorsanız, eşiniz yüksek sesle horladığınızı ve uykunuzda nefesinizin durduğunu söylüyorsa uyku apnesi açısından mutlaka bir hekime müracaat etmelisiniz.

ONLINE MUAYENE

Sağlığınızı İhmal Etmeyin, Op. Dr. Hasan Hüseyin Arslan ve ekibi Online olarak Bir Telefon Kadar Yakınınızdayız.

Deneyimli ve Uzman Hekimleriyle Görüntülü Online Görüşün…

İLETİŞİME GEÇİN

Gönder

KLİNİĞİMİZ

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad. No: 22 Kat.1 Nişantaşı - Şişli / İstanbul